Once upon a time in Cappadocia Land of fairy chimneys.We stayed in the caves,beneath the hoodoos deep in Goreme’s clay here ,Jinns,fairies,legends live…Grand Vizier Ibrahim Pasha built from the Cappadocian clay his New City,Nevsehir.Once,beautiful Mahsen transformed herself into a pigeon and from the heights of Castle Uchisar did soar to be in the warm arms of her lover.Once upon a time Emperor Constantius cried out Mount Argaeus,father of fleet horses,yield up your unrivaled stallions so that I can build my kingdom.In the Surah Al-Mu’minun it says ”Man he did create from a quintessence of clay”.Cradled in clay once upon a time under the ground,we hid for a thousand years from wars that burnt in the desert sun beneath,below,history’s labyrinth a hollow earth,from before the flood.Once upon a time all this took place in Cappadocia.
Uzun uzun zaman önce…Masallar şehri Kapadokya’da Göreme’nin toprağında bir peri bacasının içinde bir mağarada bulunduk.Cinler,periler ve efsaneler sanki hala yanı başımızdaydı.Veziriazam İbrahim Paşa yeni şehri Kapadokya’yı Nevşehir’in topraklarıyla inşa etti.Bir keresinde güzeller güzel bir Mahzen sevgilisinin kollarında ısınabilmek için kendini bir güvercine dönüştürdü ve Uçhisar kalesinden havalandı.Uzun uzun zamanca önce İmparator Konstantin,Erciyes Dağı’na ”Bana en azılı aygılarlarını ver ki bu şehri inşa edebileyim”diye bağırdı.Müminun Suresi’nde dedi ki ”O,insanı çamurdan yarattı”.İnsan,dünya’nın rahminde toprağın beşiğinde doğdu.Uzun uzun zaman önce…Burada…Binlerce yıl yerin altında savaşlardan,çölün güneşinden saklandık.Altta,aşağıda,tarihin labirentinde oyuk dünya,tufandan önce…Uzun uzun zaman önce…hepsi burada…Kapadokya’da oldu.