Bu yazımızda Çayın Milli Kültürümüzdeki Yeri ve Önemi hakkında bilgi sahibi olacağız.
Çayın Milli Kültürümüzdeki Yeri ve Önemi
Türkiye yeni gün çay içerek başlıyor. Türk halkı bu lezzeti çok seviyor. Çaydanlıkta usulünce demlenen tavşan kanı bir bardak çayın tadı paha biçilemez. Çay her şey ile iyi gider. Bir simit eşliğinde öğün kurtarır, sohbetlere kapı açar. Yoksulu zengini aynı lezzette birleştirir. Misafire yöneltilen ilk sorudur. Çaydanlığın kaynamadığı iş yeri yoktur. Çay ile ilgili ilişkimize dair rakamlar çayın toplumsal yaşamdaki önemini çarpıcı bir biçimde veriyor. Hanelerin %95’inde çay demleniyor. Günde 245 milyon bardak içilen çay sudan sonra ikinci sırayı alıyor. Türkiye dünya çay üretiminde 5. sırada yer alıyor.
Türkiye’de yetişen çayı dünyanın diğer bölgelerindeki çaylardan ayıran en önemli özellik kışın kar altında kalmasıdır. Kar, çaya doğal bir koruma sağlar. Çay sevgi ister hassas bir dokunuş incelik bekler. İşin sırrı Doğu Karadeniz’in benzersiz doğasında insanların çay bitkisiyle olan ilişkisinde saklıdır. Doğu Karadeniz çayın ana vatanı olmasa da çay bitkisi bu bölgede yeniden doğar.
Çay Ne Zaman Hayatımıza Girdi
Bu topraklarda çayın yaygınlaşması 19. yüz yıla dek uzanır. Ama çay tarımın başlangıcı için 1917 yılını beklemek gerekir. Doğu Karadeniz ikliminin uygun olması nedeniyle bölge çay tarımına açılır. Çay tarımı ve sanayi uzun yıllar devlet tarafından desteklenir. İlk yaş çay yaprağı hasadı ve kuru çay üretimi 1938 yılında yapılır. Çay hayatımıza geç girmiş olabilir fakat şuanda ülkemizde çaysız bir yaşam düşünülemez. Çay kendi geleneğini de oluşturmuştur. Semaverinden demliğine, otomatından soğuk çayına farklı biçimlerde tüketilir. Açığı, koyusu, şekerlisi, limonlusu derken herkes kendi çay lezzetini oluşturur.
