Radyoaktivite alanındaki çalışmaları ile bilinen bir İngiliz fizikçisi. 1908 yılında Nobel Kimya ödülü aldı. Rutherford 1871’de Yeni Zelanda ‘da doğdu. 1937 ‘de Cambridge ‘de öldü. Yeni Zelanda’da Canterburgy Kolejini bitirdi. 1894’te Cambrigde Üniversitenin bursunu kazanarak İngiltere’ye gitti. Burada fizikçi Thomson’un yanında çalıştı. Önceleri ”gazların elektrik iletimi” konusunda araştırmalar yaptı. Bu çalışması sırasında radyoaktivite alanına ilgi duydu. Bu sıralar Alman fizik adamları Röntgen, X ışınlarını keşfettiğini açıklıyordu. Bu olayla birlikte fizikte, Kuantum Teorisi, Radyoaktivite ve İzafiyet konularını içine alan yeni bir çığır açılmıştı.
1898’de Kanada’nın Montreal şehrinde Mc Gill Üniversitesinde çalışmaya başladı. Rutherford burada İngiliz kimyacı Soddy ile birlikte radyoaktivite alanında çalışmalara 10 yıl boyunca devam etti. Alfa ve beta ışımalarını fark ederek onlara alfa, beta isimlerini verdi. Bunlardan faydalanarak elementlerin radyoaktif dönüşümlerini inceledi. 1907’de fizik profesörü olarak İngiltere’ye döndü.
Rutherfor’un en önemli deneyi, ince altın levhalara alfa tanecikleri fırlatarak, atomun yapısını açığa kavuşturmasıdır. Bu araştırmanın sonucunda, atomun küçük pozitif yüklü bir çekirdekle bunun etrafında dönen elektronlardan ibaret olduğunu belirtti. Bu modeli temel alarak, 1913’te Niels Bohr meşhur atom modelini ortaya attı.
1914’te sir ünvanını alan Rutherford, 1917’de bir elementi diğerine dönüştüren ilk insan oldu. Azotu alta tanecikleriyle bombardıman ederek onu oksijene dönüştürdü.
1922’de Royal Society’nin en büyük mükafatı olan Copley Madalyasıyla taltif edildi. 1925’te bu kurumun başkanlığına seçildi. 1931’de kendisine ”baron” ünvanı verildi. 1933’te Hitler’in Almanya’da iktidara gelmesiyle Nazizmden kaçan bin dolayında ki bilim adamına yardımcı olmak üzere Londra’da kurulan Akademik Yardım Konseyinin başkanlığını üstlendi.
20. yüzyılın en önemli bilim adamlarından biri olan Rutherford, yapıcı ve yönlendirici çalışmalarıyla, yönettiği laboratuvarları, özellikle Cavendish laboratuvarını nükleer fizikte en önemli buluşların gerçekleştirildiği öncü araştırma merkezi duruma getirdi. Çevresinde meydana getirdiği verimli ortamda birçok büyük fizikçi yetişti. Önemli buluşlar gerçekleştirdi.