Ali Kuşçu’nun Hayatı ve Yaptığı Çalışmalar

Bu yazımızda Ali Kuşçu’nun Hayatı ve Yaptığı Çalışmalar hakkında detaylı bilgiler paylaşacağız.
Burada Ali Kuşçu’nun hayatını uzun bir şekilde paylaştık. Daha kısası için Ali Kuşçu’nun Kısaca Hayatı adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

Ali Kuşçu’nun Hayatı ve Yaptığı Çalışmalar

Yıllarca sadece bakabildiği yıldızları anlamaya çalışmış bir gök bilimci. Semerkant’ta bulunan rasathanesiyle günümüz matematikçilerinin hocamız dediği bir ilim insanı. Ali Kuşçu, 15. yüzyılın ikinci yarısında güneşin ateş gibi parladığı kum fırtınalı bir yaz sabahında Semerkant tepelerindeki yuvarlak pencereli taş konağın geniş avlusunda Yemenli ebelerin elinde dünyaya geldi. Ali ismi konulan çocuk babasının Ulu Beyin Şahinci başı olması nedeniyle adeta bir kuş bahçesinde büyüyordu. Her sabah koluna konan şahinlere et veriyor.Onların tüylerini fırçalayıp bakımını yapıyordu.

Ali büyüdükçe akıllanıyor akıllandıkça da sarayın ufak tefek işlerini yapıyordu.Sarayın çatısındaki ahşap kuş yuvasını kendi başına yapıp dikkat çekince hükümdarın izniyle sarayda eğitim almaya başladı.Sarayın içindeki okulda 2.Murat’ın gönderdiği Osmanlı alimi Kadızade Rumi’den astronomiyi Ulu Bey’in kendisinden de çok basamaklı sayılarla 4 işlemi öğrendi.Okulun en iyi öğrencisi olmasına rağmen o daha ileri gitmek istiyordu.Sessiz bir dolunay gecesinde nöbetçiler uyurken Kirmana gitti.Kirman’da ayı gözetleyen genç alim yazdığı ay hareketlerinin açıklanması hareketlerini Ulu Bey’e hediye etti.

Normalde Semerkant’tan habersiz ayrılan Ali’nin kafasının uçurulması gerekiyordu. Ancak Ulu Bey gencin omzundan tutup onu büyük bir yapının,Semerkant Rasathanesinin önüne getirdi ve müjdeyi verdi. Senden gökyüzünü yere indirmeni istiyorum Kuşçu dedi.Rasathanedeki ilk görevi yıldız haritası hazırlamaktı.Geceler boyunca teleskopundan yıldızlara bakan Ali Kuşçu’nun 994 yıldızı tüm özellikleriyle yazdığı rehber Kristof Kolomb’a Amerika’yı keşfinde yardımcı olmuştur. Semerkand’ın en saygı gören bilim insanıyken hamiliğini yapan Ulu Bey 1440’da ihanete uğrayıp öldürüldü. Çatılarda kendini gizlice takip eden bir Moğol suikastçinin okuyla yaralanan Ali Tebriz’e kaçtı.

Tebriz sınırında Sultan Uzun Hasan ve altın sandıklarıyla karşılanan Ali Kuşçu, sultanın çocuğuna matematik dersleri veriyordu.Bu sırada şehir Fatih Sultan Mehmet’in kırmızı damgalı tehdit fermanıyla çalkalanıyordu.Uzun Hasan, binbir ricayla Ali Kuşçu’yu İstanbul’a elçi olarak gönderdi. Fatih Sultan Mehmet sofrasında ağırladığı bilim adamıyla sabaha kadar yıldız haritaları üzerinde konuştuktan sonra kararını verdi. Konstantiniyye’nin ilmi kendisine teslim edilecekti. İstanbula yerleştiğinde gördüğü ilk şey şehrin zamansızlığıydı. Bu yüzden tasarladığı güneş saatlerini Sultan Ahmet Meydanına, Ayasofya’nın bahçesine ve Galata Kulesi’nin dibine yerleştirerek halkı saat kavramıyla tanıştırdı.

Kendisi için yapılmış Ayasofya medresesinin devasa duvarının üstüne İtalyan sanatçılara yıldız haritaları çizdirdi.Öğrencileriyle neredeyse 24 saat boyunca elinde kalemiyle bu haritalara bakıp meşhur fethiye eserini yazdı.Uykusuz geceleri günden güne kaldırmakta zorlanıyordu.16 Aralık 1474’de Ali Kuşçu haritalarla dolup taşmış odasında elindeki tüy kalemiyle Osmanlı İmparatorluğunun en büyük bilim insanı olarak hayatını kaybetti.

Bu konu ile ilgili olarak dikkatinizi çekebilecek diğer yazımız:

Ali Kuşçu Kısaca Hayatı
Ali Kuşçu İngilizce ve Türkçe Hayatı

Yazımızı arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir